TBD, “Prof. Dr. Aydın Köksal Ödülleri” için Yarışma Düzenliyor

TBD, kurucusu ve “Bilişim”in de dahil olduğu 2 bin 500 bilimsel sözcüğü Türkçe’ye kazandıran Prof. Dr. Aydın Köksal onuruna, bilim ödülü verecek

Türkiye bilişimine yön veren Türkiye Bilişim Derneği (TBD), bu yıl 35’incisini düzenleyeceği Ulusal Bilişim Kurultayı’nda (BİLİŞİM2018); bilişimin isim babası ve TBD’nin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Aydın Köksal adına bilim insanlarının ve bilişimcilerin katılabileceği “Prof. Dr. Aydın Köksal Ödülleri” için yarışma düzenleyecek.

Ödül; Bilgisayar Mühendisliği Bilim Ödülü, Bilgisayar Mühendisliği Akademik Öğretim Ödülü, Özgün Yerli Yazılım Ödülü ve Yazılım Dışsatım Ödülü olmak üzere dört kategoride verilecek.

Başvuru ve ayrıntılı bilgi için www.tbd.org.tr/prof-dr-aydin-koksal-odulleri/ 

Geçtiğimiz yıl Bilişim 2017 etkinliğinin kapanış ve ödül töreninde TBD Onursal Başkanı Prof. Dr. Aydın Köksal kısa bir konuşma yapmış ve kendi adına verilecek olan  Prof.Dr. Aydın Köksal Ödülleri’nden duyduğu mutluluğu dile getirmişti.

Köksal; “TBD’nin 46.yılı göz açıp kapayıncaya dek çabucak geldi. Ne kadar çabuk geçtiğine şaşırıyorum. 71 yılının 22 Nisan’ında kurduk. 4 yıl sonra 5o’yi buluyoruz. Yarım yüzyılı buluyoruz.

Elli yılın üzerinde meslek yaşamım var. Derneği ilk mesleğime atıldığım yıl kurmadım tabii. 1964 mezunuyum. Meslek yaşamımda 53 yıl bitti. Yarım asrı da geçti. Bir yandan da şunu söylemek isterim. Türkiye’de yaşarken gençlik yıllarımızda hiç bir ürünü dünya çapında kalite, nitelik göstermeyen hiçbir şeyde tam uzman olmayan bir ulusun bireyi gibi kendimizi hissediyorduk. Bugün bu elli yılı aşan süre içinde sanki her on yılda bir başka bir ülkeye göçmüşüm gibi sanki her on yılda bir daha gelişkin, yeni bir ülkenin içinde yer alıyormuş gibi kendimi hızlı değişim ortamında buldum. Kendi teknolojik alanımıza baktığımda da yedi değil sekiz kez baştan aşağı bilişim mesleği diye bildiğimiz mesleğin bütün teknik alt yapısının yeni baştan planlanıp yenilikçi bir çizgide baştan yaratıldığına tanık oldum. Bu kadar hızlı uyum gösterip benim hem de bu kadar zor bir hayatta bu kadar hızlı çalışırken hala hayatta kalmış olmam (yaşım 77’yi geçti ve 78’e üç ay kaldı) kendimi gerçekten mutlu hissediyorum.

Bilişim mesleğinin adını koyan kişi benim

Şimdi açıklandığı gibi kendi adıma Aydın Köksal Ödülleri, biri bireysel diğerleri üç kurumsal başarıya verilecek olan bu ödüllerin konduğunu çok büyük bir mutluluk kaynağı sayıyorum. Teşekkür ederim sizlere.

Bilişim mesleğinin adını koyan kişi benim. Bilmekten bilişim dedik. Fakat “gel bilişelim” dizesini bilişim sözlüğüne koyduktan 20 yıl sonra Yunus Emre’nin bir dizesi olarak karşımda gördüğümde çok şaşırmıştım. Bu sözcük Türkçe’nin yapısına uygun bir sözcük. Bilginin değişken ve akışkan hali. Değişken demek donuk bir bilgi değil. Örneğin 20 şirkete bir para yatıran müşteriler olabilir. Şuanda ne kadar nakit var bankalarda dediğinizde hepsinden bilgi alıp  o andaki veriyi bulursanız ancak bilirsiniz bunu. Sorduğunuzda dört saat sonra değişir zaten o bilgi. Çünkü artık o paraların bir kısmı harcanmış yenileri de kim bilir belki de artmış olabilir. Ama belirsizdir.

Uçağa binerken yer ayırtma anında şuanda iki kişilik yerimiz var der görevli, bir kaç dakika sonra sorduğunuzda ise yer yok der.

Neredeyse 50 yılı geçti  “Bilgi İşlem Terimi”ni ilkin tanımladım. Malumat prosessingi deniyordu. Sonra da bunun dinamik içeriğinin  bilgi olmadığını bilişim olduğunu fark edip bilişim sözlüğünü çıkardık. Bilgisayar daha sonra 1969’da piyasaya çıktı. İnternet yoktu o zaman. 

Görevlinin biraz önce uçak bileti vardı ancak şimdi uçak bileti yok demesi işte o kadar değişken ve akışkan bir bilgiden bahsediyoruz.  Akışkan çünkü benim bulunduğum yere gerekseme duyduğum bilgiyi akıtan sistem bilişim sistemi diye örnek verdim. Bu tanımlar bugün de doğru.

Yüz binlerce kişinin sabahlara kadar emeğiyle mesleğimizi meslek yaptık

Mutluyum. Türk milletinin, ulusunun çocukları bu iş tam onlara göredir.Başaracağız diye ortaya çıktığımda herkes çok alay etti benimle. Sen fil dışı kulede yaşıyorsun. Kendin gibi sanma herkesi dediler. Türk milleti bu işleri yapamaz, bunları Amerika’lılar yapar dediklerinde neden fil dişi kulede olayım dedim. Hatta bunu bir profesör söyledi. Siz nereleri biliyorsunuz Türkiye’de dedim. Ben dedi Kocaeli’ne gittim, Bursa’ya gittim. Ama başka yere gitmedim dedi. Ben de ortaokuldan liseyi bitirene kadar gezi kolu başkanıyken dolaştım dedim. Ben fil dişi kulede yaşamadım dedim. Kendimi ölçmüyorum. Türklerin yetenekli insanlar olduklarını gözlediğim için böyle konuşuyorum dedim. Bu tür yapıcı olmayan eleştirilerin hepsi zaman içinde geçersizliğini ortaya koydu. Geçerli olan bizim ölçülü, gözleme dayalı ve kendi gücümüzü çalışma alanında harcayarak hem de bir kişi üç kişi değil ilkin onlarca, sonra yüzlerce sonra binlerce şimdi yüz binlerce kişinin sabahlara kadar emeğiyle mesleğimizi meslek yaptık. Şimdi artık zenginleşme zamanı. Bütün alt yapıyı çözdük. Neredeyse gençlik düşlerimin tümü gerçekleşti. Bilgisayarlar bilgisayarlarla konuşacak dedik. Otuz yılım geçti X25 protokollerini işletmeye koymak için PTT ile uğraşırken. Ama bir başladı. Dünya bankacılığında Türkiye’nin bugünkü durumunda başka milletin bankacılık sistemi yok inanın. Adalet Bakanlığı’nın UYAP sistemi böyle bir sistem yok yeryüzünde. Yıllarca önce ne torpil bıraktık ne başka bir şey üniversite seçme sınavı yaptık. Tam bir tarafsızlıkla milyonlarca kişinin hiç haber almadan rast gele yerlerin kapısında dolanıp sonrada dışta kalıp akrabalarının, eşinin dostunun en iyi yerlere kaydedildiği ortamlar geride kaldı. Daha birinci yıl uygulamasında milletin her yerinden gelen bilişim mesleğimize dönük Türk milletinin duyduğu heyecanın karşılayanı ben oldum. Bunlar inanılmaz biçimde bende iz bırakan geçmişten fotoğraf kareleri. Şimdi hepsi canlanıyor. Hepsini anlatacak değilim. 10-15 tane kitap var. Daha da geliyor arkasından. Ama ben artık yaşlandım. Ama gene de yaşam sürerken  adıma böyle dört tane yarınlarını Türkiye’nin belirleyecek adımlarda öne çıkanların adının yanına yazılacak bir ödül tanımlaması beni çok büyük bir sevince boğdu. Tekrar tekrar teşekkür ediyorum.

Dünyanın en saygın uluslarından biri olduk…

Bilişim Devriminde Türkiye (1971-2011- 2051 ) başlıklı kitabımda 370 sayfalık kitabım bu Derneğin yayını olarak 2012’de yayınlandı. 2051’de  eğitim düzenimizi tekrar Cumhuriyetin ayarlarına göre çağdaş eğitim düzeyine çekebilirsek yeniden yapılandırıp ki nasıl yapılandırılacağı da besbellidir. Çünkü biz Türk milleti olarak bunu yaptık. Dünyanın en saygın uluslarından biri olduk 1924’lerde 10930’larda. Dünyanın en çok umut bağlanan ulusu belki onda dokuzu için dünyanın Türk milletiydi. Bugün yine öyle. Ama bütün dünya Türkler neden böyle bocalıyorlar diye şaşırıyor.Bütün dünya derken belki batı Avrupa’nın fazlaca sömürgecilik geçmişlerine hala bel bağlamış gibi yaşayan bir kaç küçük yani bir milyarı bulmayan 300 milyonluk bir  kitle ile belki bizim Osmanlı’nın bireyi gibi yaşadığı için engellendiğini düşünen bazı Arap komşularımız bir- iki Sırbistan’da bazı düşünceleri ayrı tutarsanız dünya jandarmalılığını yüz yıl daha sürdürmeyi amaçlayan Trump Amerikası’nı ayrı tutarsanız bunların hepsi küçük bir nüfustur. Dünyanın çok büyük çoğunluğu Güney Amerika, Asya, bütün Doğu Avrupa dahil. Afrika çok sefil durumda ama başka ışık yok zaten orta Afrika içinde. Dillerini de unutmuşlar. Bin yıl önce yaptıkları tarım devrimi bilgisinin gerisine savrulmuş bir Afrika’dan bahsediyorum. Tamamen köleleşmiş bir Afrika. Bir milyar 250 milyon. Hepsinin ne kadar Türklere saygı duyduğunu, ne kadar tek çıkış yolunun Türkler gibi yapmak olduğunu, ne kadar içlerinde hissettiğini…bu ülkelerin yayıldığı kıtalara çok seyahatlarım oldu. Bir çok yerlerden davet aldım. İş gereği gittim. Turizm yapmadım. Hepsiyle tanışıklığım oldu, bunu anarken benim neredeyse gözüm yaşaracak. Dünya, Türk milletini bekliyor.

15 kitabım ve bugüne kadar 289 makale yayınım var

Arkadaşlar, dünya barışının bayrağını ve uygarlığının en üst sırasının bayrağını çalışkan Türk milleti bu yazılım gücünü çekici güç yapıp, kaldıraç yapıp hadi biz varız tekrar diyerek eğitimini, adaletini, yargısını, hukuk düzenini tekrar kurduğunda yapılacaklar çok bellidir.Bunun üzerinden 15 yıl sonra yaptığımızda 2051’e kadar çok vakit var. Yüzyılın ortasında Türk yüzyılı başlıyor olacak ve en az bir kaç yüz yıl öyle gider. Emin olun. Bana ve adıma gösterilen bu değerbilirliği bu tür düşüncenin bayrağı olması dileğiyle kabul ediyorum. Lütfen okuyunuz. 15 kitabım ve bugüne kadar 289 makale yayınım var.

Geleceğin belirsizlikleri karşısında Türkiye Cumhuriyeti’nin ve büyük Atatürk’ümüzün dünya medeniyetine katkısını ayakta tutacağınızdan eminim.

 

 

 

Önceki Karneni Göster Kitabını Al!
Sonraki Bilişim 2018 Bildiri Çağrısı

Benzer Yazılar

TBD Haberleri

“Aklın Sınırlarına Yolculuk” 19.kez Başlıyor…

Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) geleneksel öykü yarışmasıyla “aklın sınırlarına yolculuk” başlıyor. 58